manşet

Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı

Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı

  • Aşırı hareketlilik, yerinde duramama, dikkat sürdürmede güçlük
  • Öğrenme zorluğu, güçlüğü
  • Sürekli mutsuz ve hüzünlü bir  görünüm, hayattan keyif alamama
  • Sınav kaygısı, performans kaygısı
  • Hayatı etkileyecek düzeyde korku, kaygı ve  endişelerin varlığı
  • Aşırı kilo kayıpları, yemek yemeyi red etme, kendisini olduğundan kilolu görme, zayıf olma çabaları
  • Okul başarısında belirgin düşüklük, odaklanma sorunu
  • Çok çaba göstermesine rağmen okul notlarının düşük olması
  • Okula gitmeyi red etme
  • Konuşma gecikmesi, kekemelik, konuşma sorunları
  • Otizm, göz teması kuramama, dil alanında gecikme, sosyal ilişki kurma güçlükleri
  • Alt ıslatma, kaka kaçırma
  • Tikler
  • Çok yoğun olarak yaşanan duygusal dalgalanmalar
  • Ölüm düşünceleri
  • Öfke patlamaları, kriz yönetememe
  • Ergenlik dönemi kimlik bocalaması
  • Ergen ebeveyn (anne-baba ) ilişki sorunları
  • Ev içi başedilemeyen çözülemeyen sorunların varlığı
  • Boşanma sonrası sorunlar
  • Takıntılı ve zorlayıcı düşünceler, tekrarlayıcı alıkonamayan davranışlar
  • Sürekli inatlaşma
  • Çevresine zarar verici davranışlarda bulunma
  • Tekrarlayıcı kabuslar ve uyku bozuklukları
  • Tıbbi bir rahatsızlıkla açıklanamayacak karın ağrıları, baş ağrıları gibi bedensel yakınmalar
  • Çocukluk çağı mastürbasyonları
  • Günlük aktiviteler ve sorunlar ile baş edememe
  • Uygunsuz cinsel davranışlar
  • Otorite figürüne karşı belirgin red edici tutum içerisinde olmak
  • Başkalarını tehdit etmek, kabadayılık yapmak
  • Sürekli kabus görmek
  • Garip konuşmalar veya garip inanışlar
  • Evden kaçma veya evden kaçma tehditleri
  • Tekrarlayıcı alkol veya yasa dışı madde kullanımı

Psikiyatri uzmanına bu gibi durumlarda başvurmak gerekir. Ergenlik dönemi depresyonu  başlıklı yazımı inceleyebilirsiniz

twitterinstagram sayfalarım dan beni takip edebilirsiniz.

Çocuk ve genç ruh sağlığı ve hastalıkları

Çocuk ve genç ruh sağlığı hastalıkları

Çocuk psikiyatri , 0-23 yaş arası çocuk ve gençlere yönelik hem ruhsal sağlığı korumaya yönelik danışmanlık hem de tanı, tedavi alanlarında hizmet veren bir tıp branşıdır. Yakın bir geçmişe kadar pedagog ve çocuk psikologlarıyla sıklıkla karıştırılıyordu.

Ülkemizde çocuk psikiyatristlerinin yaygınlaşması ve toplumun bu konulardaki bilinç ve bilgi düzeyinin artması, çocuk psikiyatrisi uzmanlarının verdikleri hizmet ve sağladıkları desteğin daha net anlaşılmasına katkı sağlamıştır.

0-23 yaş arası çocuk ve gençlerin her türlü psikolojik sıkıntıları için aileler çocuk psikiyatrisine başvurabilirler. Erken dönemde yapılan başvurular var olan sorunun tanınmasına ve tedavi edilmesine olanak sağlar, böylelikle sorun daha fazla karmaşık hale gelmeden müdahale sağlanmış olur.

Çocuk ve ergen psikiyatrisinde gerekli durumlarda danışmanlık, medikal tedavi ve psikoterapi hizmetleri verilir.

Psikiyatristlerin sadece medikal tedavi uyguladığı ve terapi yapmadığına dair yanlış inanışlar vardır. Ancak toplum bilincinin artması ile birlikte bu yanlış inanışlar azalmaktadır.

Ergenlik dönemi depresyonu  başlıklı yazımı inceleyebilirsiniz

twitterinstagram sayfalarım dan beni takip edebilirsiniz.

DEHB hakkında doğru bildiğimiz yanlışlar

DEHB hakkında doğru bildiğimiz yanlışlar

YANLIŞ 1. Dikkat eksikliği sadece çocuklarda görülür. Erişkinlerde görülmez.

DOĞRU 1. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısı alan her 3 çocuktan 1 i erişkinlik döneminde de dikkat eksikliğinden muzdariptir

YANLIŞ 2. Dehb da kullanılan ilaçlar bağımlılık yapar

DOĞRU 2. Yapılan çalışmalarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuda kullanılan ilaçların beyindeki etkisinin keyif verici düzeyde olmadığı bağımlılık riskinin düşük olduğu, aksine dehb olanlarda sigara alkol madde kötüye kullanımı daha yüksek olup, hastalık tedavi edilmeyince bu maddelere karşı bağımlılık riski vardır.

YANLIŞ 3. Çocuğum ders başında 5 dakika oturamaz iken nasıl olur da bilgisayar ve televizyon başında saatlerce gözünü kırpmadan oturabiliyor.

DOĞRU 3. internet, televizyon gibi çocuğunuzun ilgisini çeken sevdiği, keyif aldığı durumlarda çocuk pür dikkat olabilir. Dikkat eksikliğindeki asıl problem; sorumluluk alması gereken ödev, proje vb etkinliklerde konuya odaklanıp işe başlamasında, sürdürebilmesinde ve uyaranlar karşısında dikkati dağıldığında hızlıca tekrar o konuya odaklanmasında sorun vardır.

YANLIŞ 4. Hiperaktif çocuklar aşırı zeki olurlar.

DOĞRU 4. Yapılan çalışmalarda hiperaktivitenin zekadan bağımsız bir hastalık olduğu, dehb olanların 1/ 3 ünde normal zeka, 1/3 ünde düşük zeka, 1/3 ünde ise parlak-üstün zeka kapasitesi olduğu gösterilmiştir.

YANLIŞ 5.Dehb hastalığı ilaçsız da tedavi edilebilir.

DOĞRU 5. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu nörobiyolojik temelleri olan, genetik aktarımı olan yapılan yüzlerce çalışma ile kanıtlanmış su götürmez bir gerçektir. İlaç tedavisi ile başarı oranı % 65-75 dolaylarındadır. Yapılan çalışmalarda ilaç dışı diğer tüm alternatif tedavilerin hiçbirinin (psikoterapiler dahil) ilaç tedavisi etkinliğine ulaşamadığı görülmüştür.

YANLIŞ 6. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuda kullanılan ilaçlar sadece okul döneminde kullanılır.

DOĞRU 6. Kullanılan ilaçlar okul ilacı değildir. Dehb çocuğun okul, ev, toplumsal girdiği tüm ortamlarda uyumunu bozan bir hastalık olduğu için haftasonu ve yaz döneminde de kesilmeden kullanılması önerilmektedir.

Ergenlik dönemi depresyonu  başlıklı yazımı inceleyebilirsiniz

twitterinstagram sayfalarım dan beni takip edebilirsiniz.

 

Sınav kaygısı ile başetme yolları

Sınav kaygısı ile başetme yolları

Kaygı, hayatın olağan akışında, bazı stres durumlarında her insanın zaman zaman duyumsadığı temel duygulardan biridir. kimi insanlar kaygıyı korkulacak, hayatı mahvedecek bir öcü olarak görür. Sanılanın aksine kaygı kurtulunması, yok edilmesi gereken bir duygu değildir. Düşük kaygı düzeyi kişiyi umursamaz yapar, sorumluluklarını ertelemesine, işlerin birikmesine neden olabilir. Ilımlı düzeyde kaygı enerji verir, içsel motivasyonu arttırır ve kişiyi hedefine ulaşması için harekete geçirir. Aşırı kaygı düzeyleri ise kişiyi harekete geçirmek yerine hiçbirşey yapamaz duruma getirebilir, kişinin işinden gücünden olmasına neden olur.

Kaygı durumlarında kişinin bedensel, zihinsel ve duygusal aşırı uyarılmışlık hali gelişir. Kaygının nedeni daha çok olayın knedisinden değil de kişinin o olayla ilgili düşüncesinden kaynaklanır.

Sınav kaygısında ise; sınav ve sonuçlarına dair aşırı, çarpıtılmış olumsuz düşünceler vardır. Bu düşünceler kişinin aşırı endişe duyumsamasına neden olur ve bedende, zihinde birtakım değişikliklere sebebiyet verir.

Sınav öncesinde ya da esnasında, sınavla ilgili değerlendirme öncesinde ya da esnasında ellerde uyuşma, terleme, titreme, mide ağrıları, baş ağrısı, baş dönmesi, zihnin boşalmış hissi, yüzde kızarma, nefes alamama gibi belirtileri yaşıyorsanız sınav kaygınız olabilir. Bu belirtilerle beraber kişinin zihninde olumsuz düşünceler hakimdir.

  • sınavı kazanamayacağım
  • kazanmazsam mahvolurum
  • düşük not alırsam annem babama ne derim
  • kötü puan alırsam arkadaşlarım dalga geçer
  • bu sınav benim için tek çıkış yolu
  • zaten tembel, aptalın biriyim

Bu durum, kişinin sınav öncesinde edindiği bilgi ve becerilerini sınav esnasında gösterememesine, performans düşüklüğüne ve başarısızlığa götürebilmektedir. Ve en nihayetinde kendini gerçekleştiren kehanet gibi kendisi ile ilgili değersizlik yetersizlik düşünceleri olan kişinin bu düşüncelerinin pekişmesine neden olur.

Peki böyle bir durumda ne yapmak gerekir?

Sınav kaygısı ile başetmek mümkün mü?

Öncelikli hedef; sınav kaygısının hangi alanlarında sorun yaşadığını anlamaya çalışmaktır.

Bunlar nelerdir?

  1. Kişi başarısını kendi özsaygısı ile bir mi görmekte, kendisinden beklentieri aşırı yüksek mi? Örnek: sınavı kazanamazsam mahvolurum, ölürüm, biterim
  2. Çevresindeki insanların onu nasıl değerlendirdiğini aşırı mı önemsiyor ya da çevresindeki kişilerden kendisi ile ilgili yüksek beklentiler mi var?Örnek: “Ailem benim için büyük fedakarlıklar yaptı, kazanamazsam onları hayal kırıklığına uğratırım”
  3. Gelecek ile ilgili endişeler mi taşıyor? Gelecekteki mutluluğunun tek ölçütü olarak sınavdaki başarıyı mı görüyor?
  4. Sınava hazırlanma aşaması bir kriz dönemine mi dönüşmekte, sürekli olarak olumsuz ihtimaller mi düşünülüyor? Örnek; Her an bir aksilik çıkabileceği endişesi, ‘Sınava yetişemezsem, hastalanırsam sınava giremezsem, , kaza geçirirsem, ya sınavda tüm bildiklerimi unutursam’
  5. Sınava hazırlanırken, iştahsızlık, uykusuzluk, gerginlik gibi bedensel rahatsızlıklarla mücadele mi ediyor?
  6. Sınava hazırlanırken ya da sınav esnasında çevresiyle aşırı ilgilenip, dikkatini toplamakta mı zorluk yaşıyor?
  7. Sınavları kendi varlığı ve geleceği için bir tehdit olarak mı algılıyor?

Temel sorunu anladıktan sonra, hangi alanlarda zorluk yaşıyorsa o alanlarla ilgili çözüm odaklı bir çalışma yapılmalıdır.

Yapılacaklar listesi

  1. Beslenmenize dikkat edin.
  2. Düzenli yormayacak şekilde spor aktiviteleri, egzersizler yapın.
  3. Uyku hijyenini sağlayın
  4. Sınavlara en iyi şekilde, bir plan ve program dahilinde hazırlanın.
  5. Zamanı iyi kullanın (hazırlanma aşamasında ve sınav esnasında)
  6. Kendi kapasitenizin farkına varın ve gerçekçi beklentiler ve hedefler koyun.
  7. Sınav ve sonuçları ile ilgili olumlu tutum ve düşünceler geliştirin.
  8. Yeterli ve uygun bir hazırlık aşamasından geçtikten sonra sınavdan sonra sonuç ne olursa olsun kendinizi ödüllendirin.
  9. Bedeninizdeki belirtileri farkettiğiniz anda doğru nefes alma teknikleri ve gevşeme egzersizleri ile kendinizi rahatlatın.

Kaygılarınızla bahşetmek mümkün

Tüm bunlara rağmen yine de başetmekte zorlanırsanız profesyonel destek almanızda fayda vardır.bilişsel davranışçı terapi yöntemi ile kaygılarınızla başetmek mümkün hale gelir.

Bilişsel Davranışçı Terapi yöntemi ile kısa süreli ve yapılandırılmış bir biçimde birtakım teknikler kullanılarak olumsuz duyguların şiddetinde azalma, aşırı değerlendirilmiş, çarpıtılmış düşüncelerin gerçeğe uygun hale dönüştürülmesi amaçlanır. Kişinin geçmişte bir olay ya da yaşanan bir süreç nedeniyle geliştirdiği mantığa aykırı düşünce, uyum sağlamayan duygu ve davranışların değiştirilmesi hedeflenir. Bu düşüncelerin gerçekçi bir şekilde yeniden değerlendirilip değiştirilmesi, duygularda ve davranışlarda düzelmelere yol açar. Daha kalıcı düzelmeler ise hastanın işlevsel olmayan birtakım temel inançlarının değiştirilmesi ile olur.

Ergenlik dönemi depresyonu  başlıklı yazımı inceleyebilirsiniz

twitterinstagram sayfalarım dan beni takip edebilirsiniz.

feedback_mix.png