Sporun çocuklar üzerindeki etkileri ve fanatizm
Spor, günümüz dünyasının en sevilen aktivitelerinden biridir. Fiziksel aktivite ile motor becerileri geliştirir, zihinsel, ruhsal ve sosyal davranışları düzenler. Ayrıca belirli kurallar içinde yarışma ve motivasyon güdülerini harekete geçireren biyolojik, pedagojik ve aynı zamanda sosyal bir uğraştır. Bir spor dalıyla uğraşan veya izleyicisi olan çocukların kişiliğinin gelişmesinde, karakterinin şekillenmesinde de rol oynar.
Çocuğun kendine olan güveninin artmasında, sosyal bir insan olmasında, pratik düşünme yeteneğinin gelişmesinde, zihinsel olduğu kadar, bedensel ve ruhsal olarak da sağlıklı olabilmesinde önemli etkisi bulunmaktadır.
Çocuklar genelde eğlenmek, heyecan duymak, birlikteliği sağlamak, güç geliştirmek ve yeni beceriler edinebilmek için spora ilgi duyarlar. Futbol sporunun günümüzde yapılan spor dalları arasındaki önemi ve yeri tartışılmazdır. Bu gün dünyada top ile oynanan 20’ye yakın spor dalı olmasına rağmen, top oyunu düşünüldüğünde en popüler spor futbol olmuştur.
Futbolun çocuklar üzerindeki etkileri
Sürekli olarak kazanmak zorunda olmak gibi uğraşı ve beklenti içine girildiğinde çocuklar için bazen spor, bir oyun olmaktan çıkarak bir yaşam kavgası halinde algılanabilmektedir. Çocuğun yanında sergilenen her davranış gibi takım tutma, destekleme, taraftar olma, maç izlerken ebeveynin tutum ve davranışları, futbol muhabbeti yaparken ağızdan çıkan cümleler, maç sonu yapılan taraflı/tarafsız yorumlar çocuğun da takım tutma, destekleme, karşı takım ve seyircisi hakkındaki tutumu konusunda yol gösterici ve belirleyici olacaktır.
Oysa spor sevmeyi, hakkını aramayı ve hak yememeyi, paylaşmayı, yarışmayı, kurallara uymayı, kazanma ve kaybetmeyi kabullenmeyi, ilkel dürtülerin toplumun kabul ettiği biçimlerde anlatım bulmasını, yeni toplumsal ortamlara katılmayı, yeni arkadaşlar edinmeyi, haz duymayı kapsar. Haz alma hem spor yapanlarda, hem de izleyicilerde görülür. Spor karakteri şekillendirir, takım sporları işbirliği yapmayı öğretir, bireysel sporlar kişisel disiplini geliştirir ve saldırganlık dürtülerini doğal yolla ve sosyal kurallara uygun olarak boşaltmayı öğretir.
Takım tutmak, desteklemek, taraftar olmak kavramları insanların içindeki aidiyet duygusu ile de ilişkilidir. Daha küçük yaşlarda çocuklar spora, özellikle erkek çocuklar futbola ilgi duymaya başlar. Rol-model aldığı kişi ile (bu daha çok babadır) maç izlemek, maçlara gitmek çocuk için oldukça keyif verici, eğlenceli bir aktivitedir.
Çocuk için anne-baba omnipotenttir
Çocuk için anne-baba omnipotenttir. Yani tam ve mutlak güç anlamına gelmektedir ve anne-babanın her şeye gücü yeten kişiler olarak algılar ve yansıtır. Anne-baba ne yapıyorsa sorgusuzca doğru kabul eder. Anne-babanın da her insan gibi hataları ve yanlışları olabileceği düşüncesi ergenlikte başlar. Erkek çocuk babasını taklit eder, onun gibi olmak ister ve babasının davranışlarını taklit ettikçe onay/takdir göreceğini düşünür.
Özelde futbolun genelde ise sporun çocuk üzerinde yaratması beklenilen etki/etkiler, çocuğun enerjisini olumlu yönde değerlendirecek bir gruba ait olma, grup içerisinde davranış gösterme, işbirliği yapma, kurallara uyma, kazanmayı ve kaybetmeyi kavrayabilme ve kendisine ve arkadaşlarına saygı duyma, kendine olan güvenini kazanma, fizyolojik olarak sağlıklı olma vb. değerleri geliştirmesidir. Bu olumlu davranışları kazanmalarını isterken, spor ortamlarında şiddet olaylarına tanık olmaları, sporun farklı algılanmasına yol açabilmektedir. Futbol oynamak, izlemek, bir takımı desteklemek, taraftarı olmak kötü bir şey değildir.
Fanatizmin- holiganizmin önüne nasıl geçebiliriz ?
Takım tutmanın anlamını çocuğa nasıl aktardığınız önemlidir. Rakip takımı farklı renklerden kurulu, benzer hedefler için rekabet eden, taraftarlarını da, bizler gibi kendi takımını destekleyen, başarısını arzulayan bireyler olarak gösterdiğinizde sorun yaşanmayacaktır. Aksi takdirde, evde babası tarafından, dışarda arkadaş çevresinde, okulda, spor sahalarında ve diğer alanlarda baskılanan, anlaşılmayan kendini ifade edemeyen gençler genellikle kendini ifade etme yolu olarak saldırganlığa başvurabilmekte bu durumda okullarda, sportif faaliyet alanlarında ya da eğitim verilen diğer alanlarda ciddi sorunlara neden olabilmektedir.
Çocuğunuzun tuttuğu takım sizin tuttuğunuz takım ile aynı olmasa da, birlikte keyifli vakit geçirebileceğiniz ortak paylaşımlarınızın olmasına dikkat etmelisiniz. Çocuklar rol model alarak geliştiklerini unutmayın. Herhangi bir sebep ile (sevdiği rengin formada olması, rol model aldığı takım oyuncusu, o dönemde takımın gösterdiği başarı gibi) çocuğunuz farklı bir takımı desteklemek isterse ona saygı göstermelisiniz.
Birlikte maç izlerken, çocuğunuzun tuttuğu takımla ve rakip takım ile ilgili yorumlarınızda kurduğunuz cümleleri özenle seçiniz, takım tutmanın, rekabetin bir saygı ve centilmenlik işi olduğunu anlatınız, öğretiniz.
Fanatizmin, holiganizmin önüne ancak bu şekilde geçebiliriz.
Ergenlik dönemi depresyonu başlıklı yazımı inceleyebilirsiniz
twitter – instagram sayfalarım dan beni takip edebilirsiniz.