Hizmetlerimiz

Çocuk ve gençlere yönelik psikiyatrik görüşmeler

Çocuk ve gençlere yönelik psikiyatrik görüşmeler

Öncelikli hedef terapotik bir ilişki oluşturmaktır. Ruh sağlığı uzmanı ile ilk karşılaşmada gerek aile gerekse çocuk ya da genç kaygılı olabilmektedir.

Görüşme esnasında kurulacak olan sıcak-samimi ve kabul temelli bir terapotik ilişki görüşmeler neticesinde uygulanacak olan tedavi ve terapinin devamlılığı için de esastır.

Çocuk ve genç ile yapılan ilk görüşmede ebeveynler ile birlikte görüşme odasına alınarak; görüşmeye neden gelmek istedikleri, görüşmeye gelmenin kimin fikri olduğu, görüşme motivasyonunun olup olmadığı gibi kısa ve ısınmaya yönelik sorularla başvuru nedeni ve amacı anlaşılmaya çalışılır.

Sonraki süreçte; çocuk/genç ile ayrı, anne-baba ile ayrı görüşmelere devam edilir. Çocuk /genç istemediği sürece aileye çocuk/genç ile yapılan görüşme içeriği aktarılmaz.

Ergenlik dönemi depresyonu  başlıklı yazımı inceleyebilirsiniz

twitterinstagram sayfalarım dan beni takip edebilirsiniz.

Psikolojik ve Psikiyatrik Değerlendirme

Psikolojik ve Psikiyatrik Değerlendirme

Çocuk ve ergen ruh sağlığı uzmanlığı, 0-12 ay bebekler, 1-3 yaş küçük çocuklar, 3-6 yaş okul öncesi çocukluklar, 7-13 yaş ergenlik öncesi okul çağı çocukları ve 13-23 yaş arası ergenlik dönemindeki gençlerin ruhsal /psikolojik/gelişimsel ve sosyal açıdan bütünüyle değerlendirilmesini kapsamaktadır.

Bu değerlendirme yapılırken; çocuğa ait biyolojik etkenler, çocuğun ilişkide ve
etkileşimde olduğu aile-okul-arkadaş ve diğer tüm çevre faktörleri birlikte ele alınır.
Değerlendirme sürecinde; bebek ve küçük çocuklar için direk gözlem ve
bakımverenlerden alınan bilgiler daha önceliklidir.

Daha büyük çocuklar ve gençler için; bireysel ve aile görüşmeleri, okuldan alınacak
bilgiler, uygulanacak bireye uygun psiolojik ve psikometrik testler ve değerlendirme
ölçekleri neticesinde tanısal formulasyon yapılır ve tedavi hedefine yönelik bir yol haritası
belirlenir.

Ergenlik dönemi depresyonu  başlıklı yazımı inceleyebilirsiniz

twitterinstagram sayfalarım dan beni takip edebilirsiniz.

Ebeveyn anne-baba görüşmeleri

Ebeveyn anne-baba görüşmeleri

Psikiyatrik görüşmelerde varsa her iki ebeveynin de görüşmeye gelmesi istediğimiz bir durumdur. İlk defa psikiyatrik görüşmeye gelen anne-babanın ılımlı düzeyde endişe ve kaygısı olabilir bu yüzden kendilerini rahatça ifade edebilmelerine uygun bir ortam sağlanmalıdır.

Ebeveyn anne-baba görüşmede; açık uçlu sorular,yansız yargılamadan uzak, ailenin anlayabileceği ifade dili kullanılmalıdır.

Sorulacak sorular daha çok çocuğun/gencin var olduğu düşünülen sorunlarını saptamaya yönelik ve sonrasındaki tedavi/terapi sürecini belirlemeye yönelik olmalıdır.

başvuru nedeni, süresi, şiddeti, ne zaman ortaya çıktığı, hangi durumlarda artıp/azaldığı, yaşanan duygusal/davranışsal sorunlar, ailenin var olan sorunlara yaklaşımı, bu durumun ailenin işlevselliğine, çocuğun yaşam kalitesine etkisi detaylı bir şekilde araştırılır.

Ergenlik dönemi depresyonu  başlıklı yazımı inceleyebilirsiniz

twitterinstagram sayfalarım dan beni takip edebilirsiniz.

Okul ve öğretmen görüşmeleri

Okul ve Öğretmen Görüşmeleri

Çocuk ve genç ile çalışırken çocuğun ve gencin etkileşim içinde olduğu tüm alanların ele alınması şarttır. Okul çağı çocukları için okuldan, rehberlik servisinden alınacak bilgiler yapılan görüşmelerde sorunun varlığını, nedenini, devamlılığını anlamamızda faydalı olabilir.

Eğer ki bir sorun çocuğun/gencin girdiği tüm ortamlarda görülüyorsa tanısal bir durum olduğunu düşündürürken; okulda sorun yok ev ortamında çocuk/gençte sorun görülüyorsa böyle bir durumda ev içi ortam ve ilişkisel bir sorun olduğunu düşündürür.
Tam tersi evde sorun yok okulda sorun varsa bu sefer de okul içi ortam ve okuldaki kişiler ile olan ilişkisel sorun olduğunu düşündürür.

Çocuğa/gence ya da var olan bir soruna bütüncül bir yaklaşım için okuldan, öğretmenlerden gerekirse diğer personellerden, arkadaşlarından da bilgi almak gerekir.

Ergenlik dönemi depresyonu  başlıklı yazımı inceleyebilirsiniz

twitterinstagram sayfalarım dan beni takip edebilirsiniz.

Bilişsel davranışçı terapiler

Bilişsel davranışçı terapiler

Ruhsal kökenli rahatsızlıklar ile ilgili bilimsel bulgulara dayalı olarak geliştirilmiş çağdaş bir psikoterapidir. Psikoterapi ruhsal rahatsızlık veya sorunları sözel etkileşim yoluyla (görüşmelerle) çözme tekniğine verilen genel addır. Bilişsel Davranışçı terapi ruhsal rahatsızlıkları açıklarken ve nedenlerini araştırırken psikoloji biliminin verilerine dayanır.

Bu rahatsızlıkların çözümünde kullandığı sözel ve davranışsal yöntemler de aynı şekilde bu bilimsel ilkelere ve öğrenme kuramlarına dayalıdır. Ortaya konulan bu tedavi yönteminin etkinliği bilimsel olarak sınanmış ve yüzlerce klinik araştırmayla birçok ruhsal rahatsızlıkta etkili olduğu gösterilmiştir.

Çevreyle yeni ilişkiler kurmak

Bilişsel Davranışçı terapi sadece başvuranların güncel sorunlarını çözmez aynı zamanda bütün yaşamları süresince sorunlarını çözmekte kullanabilecekleri özel bir takım beceriler de öğretir. Bu beceriler çarpık düşünceleri saptamak, inançlarını değiştirmek, çevreyle yeni ilişkiler kurmak ve davranış değişikliğidir.

Bilişsel Davranışçı terapi kognitif modele dayanır, olaylar karşısındaki duygularımızın kökeninde olayların kendisinin değil olayları algılayış biçimimizin etkili olduğu varsayımından yola çıkar. Yani olayların nasıl olduğundan ziyade bizim olayları nasıl algıladığımız önemlidir.

Örneğin bir köpek gördünüz, ‘’eyvah bu köpek bana saldıracak zarar verecek’’ diye düşünürseniz ‘’korkar, endişe duyarsınız’’ ve bir an önce o ortamdan uzaklaşmak istersiniz. Aksine ‘’ne güzel bir köpek, oyun oynayabiliriz’’ diye düşünürseniz ‘’sevinir, mutlu olur’’ ve köpeğin yanına koşar adım gidersiniz. Bir olay ya da durum karşısında önce bir değerlendirme ve yorumlama yaparız ve sonucunda ortaya çıkan duygu ve davranış bu otomatik düşüncemizden etkilenir.

Yani kişinin duygusal tepkisi doğrudan durumdan değil, durumla ilgili düşüncelerinden etkilenir. İnsanlar stres ve baskı altında oldukları zaman net ve açık düşünemezler ve düşünceleri bir biçimde çarpıklaşmaya başlar. Bu çarpıklaşmış düşünce kişiyi kötü hissettirir ve o kötü duygudan uzaklaştıracak davranışlara sürükler.

Bilişsel Davranışçı Terapide; duydu-düşünce ve davranışların birbirleriyle olan ilişkisi öğretilir. Duygular tanıtılır, kişilerin sıkıntı verici düşüncelerini saptamalarını ve bu düşüncelerin ne kadar gerçekçi olduğu bir dedektif edasıyla birlikte keşfedilir. Ardından uygunsuz düşünceleri değiştirmeyi öğrenip içinde bulunulan gerçekliğe uygun düşünceler ortaya çıkarılır. Sıkıntı veren duygudan kurtulmak için yapılan kaçınma davranışları engellenir yerine sağlıklı çözüm üretici başetme yöntemleri öğretilir.

Ergenlik dönemi depresyonu  başlıklı yazımı inceleyebilirsiniz

twitterinstagram sayfalarım dan beni takip edebilirsiniz.

Psikodinamik terapiler

Psikodinamik terapiler

Psikodinamik psikoterapi; daha öncesinde tanınıp anlaşılmamış duyguların, düşüncelerin, çatışmaların, gereksinimlerin ortaya çıkarılmasını amaçlayan, hastanın bilinçli bir şekilde bu çatışmalarını çözmesine ve bütünselleştirmesine rehberlik eden bir yaklaşımdır.

Psikodinamik kurama göre; zihinsel yaşamın büyük bir bölümü bilinçdışıdır, bilinçli,farkında algılamanın dışında kalan tüm zihinsel olayları içerir ve davranışlarımızı etkileyen kontrol eden yöneten bu zihinsel süreçlerdir.

Psikoanalitik terapinin temel ilkesi; semptomu ya da sorunu üreten bilinçdışı çatışmanın bilinçli ve farkedilebilir hale getirilmesi ve bu sorunun üzerinde çalışılmasıdır.

Böylelikle ruhsal sorunun öneminin yitirilerek ortadan kalkmasına yardımcı olmaktır.

Ergenlik dönemi depresyonu  başlıklı yazımı inceleyebilirsiniz

twitterinstagram sayfalarım dan beni takip edebilirsiniz.

Oyun terapisi

Oyun terapisi

Oyun çocuk ile etkileşim kurmanın en iyi yoludur. Oyun çocuğun dili, oyuncaklar ise kelimeleridir. Oyun terapisi/tedavisi sorunlu çocuklara kendi kendilerine yardım edebilmelerine olanak tanıyan bir yöntem olarak tanımlanmaktadır.

Oyun, çocuk ve terapist arasındaki etkileşimi sağlar, ruhsal sorunlara daha uyum sağlayıcı bir ortam hazırlar

Oyun terapisinin temelinde; çocuğun kendi doğal ortamında oyun aracılığıyla kendini ifade etme biçimi yer alır.

Oyunun kendisi evrenseldir, büyümeyi kolaylaştırır ve aynı zamanda oyun sağlıklılık demektir.

Oyun; çocukların kendi duygularını, sorunlarını, çatışmalarını dışa vurdukları, sergiledikleri bir ortam sağlar.

Çocuklar için katlanılmaz ve ağır yaşantıların vermiş olduğu duygusal yükler, oyuncakların simgesel sunumları aracılığıyla güvenli ve rahat bir şekilde ifade edilir.

Ergenlik dönemi depresyonu  başlıklı yazımı inceleyebilirsiniz

twitterinstagram sayfalarım dan beni takip edebilirsiniz.

Grup terapileri

Grup terapileri

Çocuk ve ergenlerde son yıllarda yapılan çalışmalarda grup terapisi tedavi tekniğinin etkin olduğu görülmüştür.  Grup terapileri içinde akranlar ile bir arada olma, akranların verdiği yararlı geri bildirimlerin iyileştirici gücü olduğu kabul edilmektedir.

Farklı yaş gruplarının bir arada olmasının model alma ve grup üyesinden öğrenme açısından yarar sağladığı görülmüştür.

Grup terapileri yine de daha çok kabul gören gruptaki çocukların gelişimsel dönemlerinin yakın olması mümkünse aralarında en fazla 2 yaş farkı olması önerilmektedir.

Küçük yaş çocuğu için yapılan grup terapilerinde oyun/oyuncak materyalleri sıkça kullanılmalıdır.

Ergenlik dönemi depresyonu  başlıklı yazımı inceleyebilirsiniz

twitterinstagram sayfalarım dan beni takip edebilirsiniz.

EMDR

EMDR

Açılımı Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme, olup özellikle travmatik yaşantılarda tedavisi edici etkisi olan güçlü bir psikoterapi yaklaşımıdır. Bugüne kadar her yaştan yaklaşık 2 milyon kişinin farklı tiplerde psikolojik rahatsızlıklarının başarıyla tedavi edilmesini sağlamıştır.  

EMDR teorisinin altyapısını oluşturan adaptif bilgi işleme modelidir. Bu modele göre; beyin, fizyolojik temelli bir sistemle, her yeni deneyim aracılığı ile kendisine ulaşan bilgiyi işler ve işlevsel hale getirir. Duygu, düşünce, duyum, imge, ses, koku gibi bilgiler işlenip ilişkili anı ağlarına bağlanarak bütünleşir. Böylece o deneyimle ilgili öğrenme gerçekleşir. Edindiğimiz bilgiler gelecekte tepkilerimizi uygun bir şekilde yönlendirmek üzere depolanmış olur. 

Bu sistem normal çalıştığında ruh sağlığını ve insan gelişimini öğrenme yoluyla desteklediği için adaptif, uyumlu bir mekanizma olarak kabul edilir. 

Travmatik veya çok fazla rahatsız eden olaylar yaşandığında bu sistem bozulmaktadır. 

Yeni bilgi işlenip mevcut anı ağına entegre olmaz. Deneyimi anlamlandırabilmek için anı ağlarındaki işlevsel bilgilerle bağlantı kurulamaz ve akıl sağlığına uygun sonuçlar çıkarılamaz. Sonuç olarak öğrenme gerçekleşmez. Duygular, düşünceler, imgeler, sesler, beden duyumları yaşandığı haliyle depolanır. Bu nedenle bugün yaşanan bazı durumlar bu izole kalmış anıları tetiklerse, kişi o anının bir kısmını ya da bütününü yeniden yaşar gibi etkilenir.  

EMDR’ye göre rahatsızlıkların, olumsuz duygu, düşünce, davranış ve kişilik özelliklerinin arkasında uyum bozucu, işlev bozucu, işlenmeden ve izole bir şekilde depolanmış bu tür anılar yatar. Kişinin kendisi ile ilgili olumsuz inançları (örn: Ben aptalım), olumsuz duygusal tepkileri (başaramamaktan korkma) ve olumsuz somatik tepkileri (sınavdan önceki gece karın ağrısı) problemin kendisi değil, semptomları, bugünkü dışa vurumlarıdır. Bu olumsuz inanç ve duygulara yol açan işlenmemiş anılar şimdiki zamandaki olaylar tarafından tetiklemektedir. 

Doğal afetler, büyük kazalar, kayıplar, savaş, taciz, tecavüz gibi önemli travmaların yanı sıra, başta çocukluk çağı olmak üzere her yaşta yaşanan ve etkisi travmatik olan her tür yaşantı; günlük hayatta aile, okul, iş çevresinde yaşanan olumsuz olaylar, şiddete maruz kalmalar, aşağılanmalar, reddedilmeler, ihmal ve başarısızlıklar işlenememiş anılar arasında yer alabilirler. 

EMDR, bu tür izole anıların işlenmesini sağlayan fizyolojik temelli bir terapidir. Beynin zamanında yapamadığı işlemi yapmasını sağlar. Kilitli kalmış anı ile diğer anı ağları arasında ilişki kurulması, öğrenmenin sağlanarak bilginin adaptif bir şekilde depolanması mümkün olur. Danışan artık rahatsız olmaz ve anıyı yeni ve sağlıklı bir perspektiften görür.  

EMDR terapisi ile sadece semptomlar ortadan kalkmaz. Yeni bakış açısının kazandırdığı pozitif inançlar ve olumlu duygular kişinin kendisine, ilişkilerine, dünyaya bakışını da olumlu yönde değiştirip kişisel gelişim sağlar. 

Çocukluk çağında görülen Otizm başlıklı yazımı inceleyebilirsiniz

twitterinstagram sayfalarım dan beni takip edebilirsiniz.

feedback_mix.png